Toplumsal yaşamın düzenlenmesi ve toplumdaki bireylerin ve tüzel kişilerin suçtan zarar görmesinin engellenmesi amacıyla Devlete verilen zor kullanma yetkisinin bir görünümü olarak Ceza Hukuku önem arz etmektedir.

Ceza Hukuku; bireylerin özgürlüğünü kısıtlayabilmesi, toplum gözünde itibar düşüklüğüne sebebiyet vermesi, mağdurların korku altında yaşamasını engellemesi, suçluyu ıslah etmesi gibi hususlar da göz önüne alındığında çok fazla önem arz etmektedir.

Ceza Hukuku’na ilişkin soruşturma ve davaların mutlak bir şekilde avukat gözetiminde takip edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bireylerin istemediği sonuçlara katlanmak durumunda kalabileceği unutulmamalıdır.

Ceza Hukukuna ilişkin kurallar mevzuatta yer alan pek çok hükme dağılmıştır. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu temel kanun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Güler | Can Hukuk tarafından ceza davaları ile savcılık aşamasında soruşturma kısımlarında gerek mağdur vekilliği gerekse sanık/şüpheli müdafiliği şeklinde hizmet verilmektedir.

Suçlamanın gerçekleştiği ilk aşamadan itibaren ortaya çıkabilecek ağır sonuçlar göz önüne alınarak büyük bir titizlikle işin takibi gerçekleştirilmektedir.

Bu bakımdan hem mağdur hem de sanık/şüpheli olarak yer alabilecek müvekkillerin kolluk ifadelerinde, savcılık ifadelerinde, soruşturma aşamasında yapılan diğer tüm işlemlerde, ev-işyeri aramalarında, dava açılması halinde dava sırasında tecrübeli avukatlarımızca yanında olunmaktadır.

Tutuklu veya hükümlü olan müvekkillerimizin manevi desteğe de ihtiyacı olduğu ve dış dünya ile bağlantısının olmadığı da unutulmayarak sık sık cezaevlerinde ziyaretlerine gidilmektedir.

Kişilerin suçtan zarar görmesinin engellenmesi ve adil yargılanmanın sağlanabilmesi açısından ceza davalarında yapılacak olan avukatlık çok mühim ve kutsaldır. Bu bakımdan Büromuz tüm riskleri bertaraf ederek hareket etmektedir.

Unutulmamalıdır ki, herkes her an içinde bulunduğu ruh hali, maddi olayların olumsuz etkisi veya iftira sebebiyle suçlu konumuna düşebilecektir. Bu bakımdan hakkında hüküm bulunmayan kişilere karşı ön yargı ile hareket etmek ne avukatın ne hakimin ne de toplumun görevi değildir. Herkesin tek amacı suçlu kişilerin topluma ıslah edilerek dönmesinin sağlanmasıdır.